Yıl 1816. Doktor Laënnec (Lanek), muayene odasında şehirden gelen yeni ilaçları ecza dolabına yerleştirmektedir. O sırada kapı vurulur. Kapıda, kaç zamandır öksürükten şikâyet eden bir hastasının yakını vardır. Adam, eşinin öksürüklerinin arttığını söylemekte ve doktoru, eşini muayene etmesi için eve çağırmaktadır.

Çantasını hazırlayan doktor, genç kadını muayene etmeye giderken hastanın derdini nasıl anlayacağını kara kara düşünür. Çünkü o zamana kadar kalp ve akciğer muayenelerinde kullanılan “elinle sırtına tıktık yap, kulağını hastanın göğsüne daya” yönteminin pek de bilimsel olmadığının farkındadır. Ayrıca hastası oldukça kilolu ve utangaç biridir. Bu durumda doktorun onun kalp atışlarını duyması çok zor olacaktır. Âmâ tesadüfe bakın ki doktor hastayı muayeneye giderken sokakta bir ağaç kütüğüyle oynayan çocukları fark eder.

Çocuklardan biri kütüğün bir tarafına vururken arkadaşları da öteki ucuna kulaklarını dayamış, çıkan sesleri dinlemektedirler. Doktor, bir müddet çocukları izler ve sonra o da kulağını kütüğe dayar. Kütüğün öteki ucundan seslerin çok net geldiğini fark eder. Doktor, çocuklara teşekkür ettikten sonra yoluna devam eder. Hastanın evine vardığında bir defter ister. Defteri rulo yapıp bir ucunu hastanın göğsüne öbür ucunuda kendi kulağına dayar. Gerçekten de kalp atışları çok daha belirgin bir biçimde işitilmektedir.

Doktor bu yöntemle diğer organların da dinlenebileceğini düşünür. Laënnec (Lanek), daha sonra bu yöntemi geliştirmeye çalışır. Cam, metal gibi çeşitli malzemelerle deneyler yapar. En iyi malzemenin ağaç olduğuna karar verir, çeşitli ağaçları silindir biçimine getirir. İçlerinde farklı çaplarda kanallar açarak araştırmalarını sürdürür. 1818’de, keşfettiği bu aletin adını “stetoskop” koyar.

*ftp://dokuman.osym.gov.tr
||||| Like It 1 Beğen |||||