Ders çalışmak için gerekli olan en önemli şey “hazır olmak”tır.
Televizyon karşısından “hemen dersin başına geç” demek olmaz, geçiş zamanı olmalı, ruhsal hazırlık zamanı olmalı.
Çocuğun ders çalışmadan önce azar işitmesi, onu ruhsal dinginlikten ve öğrenmeye hazırlıktan uzaklaştırır.
Her evin içinde yarım saat sessizlik saati olması, ödeve başlamak için önemlidir.
Çocukların ders çalışmaya hazırlık süreci olmadan dersin başına oturması onun için işkence olur.

Peki Bu Hazırlık Sürecinden Sonra Ne Yapmalıyız ?

Ders çalışmak aynı zamanda bir sorumluluk duygusudur. Çocuklara sorumluluk almayı ancak bizler öğretebiliriz, çocuklar kendi kendilerine sorumluluk duygusuna sahip olmazlar. Çocuklara sorumluluk vermenin yolu, ne yapacaklarını emir cümleleriyle söylemek ya da bak sonra pişman olursun seklinde gelecekte ne yaşayacakları ile ilgili nutuklar çekmek değildir. Şiddet kullanmak hiç değildir, siz bunları yaptınız demiyorum ama bir çok ana babanın tavrı olduğu için yazıyorum.

Çocuğa sorumluluk vermenin en kestirme yolu:

1. Kendi yapabileceği şeyleri yaparak çocuğu tembelleştirmemektir. Ama bunu yaparken üslubunuz sen kendin yap artik koca çocuk oldun gibi itici bir üslup olmamalı. Çocuğa şefkat ederek, nasıl yapacağını yardımcı olur bir üslupta söyleyerek ve göstererek kendi işini kendisinin yapmasını öğretmeliyiz.

Çok küçük olduğunu düşündüğünüz böyle bir kaç rehberliğiniz yol göstermeniz çocuğun sorumluluk alıp bir şeyler yapma isteğini arttıracaktır. Kendisinin bir şeyleri nasıl yapacağını bilip yaptığını görmesi çocuğu mutlu eder çünkü.

2. Kendi isteğiyle yaptığı ufak hatalara izin vermek, büyütmemek, sonuçlarına katlanmasına böylece ders çıkarmasına zemin hazırlamak. Bu, dışarı çıkarken yanına almaması gereken bir şeyi (alma dediğiniz halde) ağır gelince taşıyamayıp size vermesine razı olmamak gibi bir örnekle açıklanabilir. Sana ağır geleceğini ve taşıyamayacağını söylemiştim, ama sen almakta kararlıydın. Şimdi bu kararının sonuçlarını yaşamalısın gibi bir cümleyle yaptığı bazı şeylerin sonuçlarının ağır gelebileceğini, bunu bastan düşünmek gerektiğini hayatin içinde küçük derslerle çocuklara öğretmek gerekir.

Ama çocukla konuşurken bak gördün mü ben hakli cıktım gibi bir rakip ya da düşman edasıyla değil, şefkat eden bir yol gösterici edasıyla bu gibi cümleleri söylemeliyiz.

Okul dersleri ve başarısı ile ilgili olarak da, çocuğunuza sürekli ders çalış ders çalış demek yerine, karşınıza alıp yavrum ben seni çok seviyorum şu şu sebeplerden dolayı ders çalışmanı istiyorum, gayret edip başarılı olamasan da seni olduğun gibi kabul ediyorum. ancak gayretini görmek istiyorum gibi bir konuşma yapın.

Sana sürekli ders çalış demekten ben de rahatsız oluyorum, senin de rahatsız olduğunu biliyorum. Sana böyle demek istemiyorum artik, bir faydası olmadığını da görüyorum. İstersen gel daha iyi ders çalışman için ortak kararlar alalım, hem sen rahat edersin mutlu olursun, derslerinle ilgili sorumluluğu yeterince yerine getirince için ferahlar, hem eğlence oyun gibi diğer şeylere de için rahat olarak daha fazla vakit ayırabilirsin. Hem de ben daha mutlu olurum senin gayretini görünce gibi bir konuşma yapın.

Aldığınız kararlarda yaptığınız planlarda uygulama aşamasında ufak sapmalar ihlaller olursa hemen büyütmeyin. Her ihlalde dile getirip kredinizi tüketmeyin, ihlalleri not alın, kararları uygulayıp uygulayamadığınızla ilgili haftada bir çocuğunuzla belirlediğiniz bir günde bir toplantı yapın, uygulayamadığınız planlar ile ilgili değerlendirme yapın. Değerlendirme esnasında, yapıcı ve olumlu olun. Biz senin için uğraşıyoruz burada ama bak yine böyle oluyor, istediğim gibi olmuyor gibi çocuğu soğutacak cümleler kullanmayın. Çocuğun başardığı şeylere ve gayretine vurgu yapın, takdir edin. Unutmayın başarılar sabır ve gayret eşliğinde elde edilir.

Kolay gelsin.

 

*Adem Güneş
*Annenotlari
||||| Like It 0 Beğen |||||