İlerleyen teknolojinin çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri ise sanılandan fazla. İşte o etkiler ve çocukları koruma yolları…

0-2 yaş: Amerikan Çocuk Akademisi asla ekranla karşılaşmamalarını öneriyor. Yapılan araştırmalar 1 yaş altında günde 2 saatten fazla televizyon seyreden çocukların dil gelişiminin diğer çocuklara oranla 6 kez daha geride olduğunu saptamıştır.

2-5 yaş: Bu yaşlar arasındaki çocukların televizyon izlemek yerine zamanlarını oyunlara ve sosyalleşmeye ayırmaları yerinde olur. Bu yaş arasındaki çocukların sadece 1 saat televizyon izlemeleri önerilir. Ancak anne babaların şiddet sahnesi içermeyen programlar özellikle çizgi filmlerle sınırlandırmaları önerilir. Çocuklar bir programı defalarca seyretmeyi sevdikleri için programları kasete alabilirsiniz.

6-11 yaş:
Okuma ve ödevlere harcanan zamanı kısıtlamaması açısından bu yaş çocuğun televizyon seyretmesi kontrol edilmelidir. Araştırmalar, çocuğun günde 1-2 saat televizyon seyretmesinin okul başarısını, özellikle okuma konusundaki seçimini dikkate değer bir biçimde olumsuz etkilediğini göstermektedir. Bu yaş çocukları için kaliteli programlar azdır; o nedenle, ya çizgi filmleri ya da yetişkinlere yönelik programları izlerler.

Aileler, bu yaş grubuna yönelik kaliteli programları (doğa ile ilgili programlar, durum komedileri gibi) aramak zorundadırlar. Bu yaş çocukları, okul öncesi yaştaki çocuklar gibi çizgi filmleri sever ve oradaki kahramanlarla özdeşleşir. Bu tip programların “saldırganlık” yönü asgariye indirilmeli ve “hayali yönü” olduğu vurgulanmalıdır.

Açık Televizyon Pasif İçicilik Gibi

7-12 yaş arası aşırı televizyon seyretmek ev ödevine ayırdığı zamanı azaltmakta ve yaratıcı oyun kabiliyetini azaltmaktadır. Dolayısıyla anne babaların okul çağı çocuklarda programlarını seçerek belgesel ve öğretici programları spor müzik içerikli programları 1-2 saatle sınırlayarak yardımcı olmalıdırlar. Televizyon seyretmek pasif bir iştir. Yaratıcılığı azaltır. Arkada televizyonun açık olmasının bile oyun süresini azalttığı görülmüş, bunu çocuk doktorları pasif içicilik ile eşdeğer olduğunu göstermişlerdir.

TV

Obeziteyi Körüklüyor

Televizyonun çocukların hayatında önemli bir etkisi vardır. Bu etki; televizyonun karşısında geçirilen süre, yaş, kişilik, televizyonun yalnız mı anne babayla mı birlikte seyredildiği, seyredilen materyalle ilgili olmasına bağlıdır. Televizyonun olabilecek olumsuz etkilerini en aza indirebilmek için şiddet içeren filmleri ebeveynlerin engellemesi gerekir.

Çünkü birçok araştırma, şiddet mesajları ile dolu filmlerin çocuklarda korku davranışında artışa neden olduğunu göstermiştir. Ayrıca saldırganlık ve şiddete karşı duyarsızlaşma gibi olumsuz etkileri de bilinmektedir. Yine yapılan araştırmalar aşırı teknoloji bağımlılığının obeziteyi körüklediğini, hastalıklara zemin hazırladığını ortaya koymuştur.

Tekrarlayan Deneyimler Kalıpların Oluşmasına Yol Açar

Yeni araştırmalar tekrar tekrar yaşanan deneyimlerin çocukluktan itibaren çeşitli kalıpların oluşmasına ve bunların ergenliğe kadar devam etmesine neden olabildiğini göstermektedir. Bu kalıplar ise düşünme, konuşma, problem çözme, dikkatini toplama ve devam ettirme ve başkaları ile iletişim kurma gibi becerileri etkiler.

Dikkat Toplamayı Zorlaştırır

Araştırmalar çocukların hızla değişen görüntülerin yer aldığı televizyon programlarını izledikten sonra okuma ve yap-boz çözme gibi uzun süre dikkat gerektiren görevlere kendilerini veremediklerini göstermiştir.

Çocukların Diğer Faaliyetlere Katılımını Engeller

Çocuklar televizyon ekranına “yapışabilir” ve dolayısıyla reklamlar da dâhil olarak kesintisiz bir şekilde televizyon izleyebilirler. Çocuklar ne kadar fazla televizyon izlerlerse; gelişim ve sağlıkları açısından büyük önem taşıyan oyun, sosyalleşme ve egzersize ayırdıkları zaman da o kadar azalır.

Aktif Öğrenmeyi Engeller

Çocukların pratik yapmaları yani konuşmayı, yazmayı ve düşünmeyi “aktif olarak” öğrenmeleri gerekir. Televizyon çocukların ilgisini toplasa da, zihinlerini “aktif öğrenme” ile meşgul etmez. Oysa okuma ve oyun gibi diğer faaliyetler aktif öğrenmeyi sağlar.

Küçük Çocuklar Gördüklerinin Gerçek Olmadığını Anlayamazlar

Altı yaşından küçük çocuklar televizyonda gerçek ile hayali olan arasındaki ayrımı anlamakta güçlük çekerler. İzledikleri programlarda kurguları ve bütünlüğü takip etmez, heyecan verici kısa parçacıklara odaklanırlar. Bu yaşlardaki çocuklar neden ve sonuç ilişkisini de tam olarak anlayamazlar. Çizgi film karakterlerini gerçek olarak görürler ve reklamların cazibesine açıktırlar.

Kahramanlara Benzemek İsterler

6-9 yaş arasındaki çocuklar da özellikle gerçek yaşama benzeyen sahnelerde gerçek olan ile hayali olanı ayırmakta zorluk çekerler. Hayranlık besleme eğiliminde olurlar ve kahramanlara benzeme isteği duyarlar.

Odasında Televizyon Olmamalı

Odasında televizyon bulunan çocukların okul başarılarının, televizyonun evin ortak bölümlerinde bulunduğu evlerde yaşayan çocuklara kıyasla daha düşük olduğunu araştırmalar ortaya koymuştur.

Korku ve Kaygılara Neden Olabilir

Durum her bir çocuk için farklı olmakla birlikte, bazı görüntüler çocuklar için korku verici olabilir. Çocukların bazıları, kendilerini gerçekten güvende hissetmeleri halinde biraz korkmaktan hoşlanabilir. Kendilerinin güvende olduğunu bilmek “heyecan” duygusunu yaşama özgürlüğü verir. Ancak çocuklar korkutucu programlara ne kadar fazla maruz kalırlarsa, dünyanın korkutucu bir yer olduğuna da o kadar fazla inanırlar. Bu da onların kaygılı olmalarına neden olur.

Kendisi Hakkındaki Düşünceleri Etkilenebilir

Çocuğun hayranlık duyduğu figürler kendisi ile ilgili düşüncelerini de etkileyebilir. Neyin iyi, neyin değerli olduğu, nasıl davranacağı ve nelere değer vereceği gibi konulardaki fikirlerinin şekillenmesinde sizden öğrendiklerinin yanında, ekranda gördüğü ünlü kişiler de etkili olabilir.

||||| Like It 1 Beğen |||||