Bu yazıyı okurken, canınız nefis bir çikolata çekebilir. Okumaya başlamadan önce, çikolatanızı yanınıza hazır edin. Yalnızca çikolatanın tadına varmakla yetinmeyin, o tadın nereden geldiğini de keşfedin.

Çikolata, kakao ağacının çekirdeklerinden yapılıyor. Çikolatanın ilk olarak Orta Amerika Bölgesi’nde yaşayan Mayalar zamanında kullanıldığı sanılıyor. Kristof Kolomb ve Hernanda Cortes (Kortez) gibi kâşifler 1500’lü yıllarda bu çekirdekleri Avrupa’ya getirmişler. Avrupalılar, önceleri kakao çekirdeklerini ne yapacaklarını bilememişler. Çünkü elde edilen içeceğin tadı çok acıymış.

Sonunda çok parlak bir fikir bulunmuş: Kakaonun içine şeker eklemek! Yeni elde edilen bu karışım saraylarda sunulan bir içecek hâline gelmiş. O dönemlerde kakao ve şeker kolay bulunamadığından çikolata çok pahalıymış. Halk tarafından bu yüzden tüketilemiyormuş. Fakat kakao üretimi arttıkça daha da ucuzlayarak yaygınlaşmaya başlamış.

Çikolata, 1800’lü yıllara kadar sıvı olarak tüketilmiş. Sonunda bugün tadına doyamadığımız katı çikolata yapılmış. Çikolatanın tadı yıllar geçtikçe çeşitlenmiş. Ancak ham maddesinin elde ediliş yöntemi hiç değişmemiş.

Çikolata yapmak için ilk olarak kakao çekirdekleri ayıklanıyor. Acılığının azalması için mayalanıyor.  Ardından da kurutuluyor.  Kurutulan çekirdekler fabrikalarda kavruluyor. Kavurma işleminden sonra çekirdekler eziliyor. Bunun sonucunda üç ayrı madde elde ediliyor: acı sıvı, kakao yağı ve kakao tozu. Biliyorsunuz, çikolatanın birçok çeşidi var. Siyah çikolatada acı sıvı, kakao yağı ve şeker bulunuyor. Sütlü çikolataya bunların yanında bir de süt ekleniyor. Beyaz çikolataysa yalnızca şeker, süt ve kakao yağından yapılıyor. Bunun içine acı sıvı konulmuyor.

İşte, çok sevdiğiniz çikolata böyle yapılıyor. Fakat çok fazla yemek sağlık sorunlarına yol açabilir…

||||| Like It 1 Beğen |||||